Ölümden Kurtuluş

Hoca 'yi padişah ölümle cezalandırdı. Bu haberi işitince Hoca, kaçmıştı. Padişahın askerleri kovalamaya başladı. Kaçarken Hoca, koyun sürmekte olan bir zengine rastladı.
-Hey Hoca, it kovalayan Tat gibi böyle koşturuyorsun? dedi zengin.
-Adamlar toplanıp beni ölen padişahın yerine padişah etmek istiyorlar, ondan dolayı kaçıyorum.
- Padişah edelim diyorlarsa kaçılırmı, ey ahmak?
- Benim yerime padişah olur musunuz?
- Nasıl olur? meraklandı zengin.
-Çok kolay. Giyimlerimizi değiştireceğiz, kovalamakta olanlar bilmeden sizi padişah ederler, sonra da ses çıkaramazlar. Zengin bu teklife razı olup, giyimleri tam değiştirdiğinde askerler yetişip zengini yakaladılar ve ırmağa attılar. Ertesi gün Hoca bağırarak türkü söyleyip padişahın sarayının önünden geçti. Bunu gören padişah sinirlenip bağırdı:
- Gece öldürdük dediler, bu hayasız canlı yürüyor, hemen bugün tutup öldürün. Hoca'yı yakaladılar ve çuvala koyup ırmağa atmak istediler. Onu kaldırmışlardı, çuval içinde Hoca, Allah'a yalvarmaya başladı:
-Ey Allah'ım, ben ölüyorum, evimdeki eriğin dibinde gömülü bir küp altını muhtaçlara sen bölüştür. Bu sözü işiten cellatlar çuvalı yolda bırakıp, Hocanın evine koştular. O sırada imam eşekle geliyordu, sordu:
- Hey Hoca, niçin çuvala girdiniz ?
- Bir saat çuval içinde kalsam, padişah bin altın verecek, diye cevap verdi Hoca. Altının haberini işitince, imamın gözleri yerinden çıkayazdı ve Hoca 'ya yalvarmaya başladı.
-Molla Nasreddin, siz derviş adamsınız, paranın ne gereği var. Ben size yüz lira vereyim, yerinizi bana verin, sevap olur.
- Haydi olsun, sizin için razı oldum. Hoca, imamın yüz lirasını alıp, onu çuvala koydu ve pır deyip gidiverdi. Hoca'nın avlusunu baştan ayağa arayıp hiçbir şey bulamayan cellatlar kızarak geldiler ve çuvaldaki imama vura vura nehre fırlattılar. Ertesi gün Hoca, imamın eşeğine binip, türkü çağırarak yine padişahın sarayının önünden geçip gitti. Bunu gören padişah erkânına bakarak:
- Bunu hiç öldüremezmişiz, dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder